Botanik dünyasının değeri anlaşılmamış portrelerinden İngiliz Richard Spruce'u konuştuk. Yosun, ciğer otu gibi "en az heyecan verici" bitkilere tutkun olan botanikçi belki bu yüzden Darwin gibi "popüler" olamamıştı.
Botanik dünyasının değeri anlaşılmamış portrelerinden birisinin; İngiliz botanikçi Richard Spruce'un hikayesi var bu programda. Bitkilerin en küçüğü ve görünümüyle en az heyecan verici olanı, yosunlara ve ilkel ciğer otlarına tutku derecesinde merak duyan Spruce, belki de bu yüzden -Charles Darwin ya da Joseph Hooker gibi- popüler çağdaşlarının sahip olduğu üne asla ulaşamamıştı.
Elaine Ayers, Public Domain Review'da yayımlanan Richard Spruce and the Trials of Victorian Bryologybaşlıklı makalesinde,Viktorya dönemi bitki biliminin bu isimsiz kahramanının çalışmalarını araştırmış; özellikle ilgilendiği mütevazi bitkilerle ilgili gözlemlerine ışık tutmaya çalışmış.
Viktorya dönemi İngiltere'sinin başarılı bitki toplayıcılarından ve kaşiflerinden biridir Richard Spruce. Sıtma ilacının, yani kinini üretildiği Kınakına ağaçlarının tohumlarını, fidelerini Hindistan'da yetiştirmek üzere kaçırmasıyla, bu bitki casusluğuyla ismi anılıyor daha çok ama onun asıl tutkusu bryofitler, yani ciğer otları ya da yosunlar gibi ilkel bitkilerdi.
Bu tutkusuna yönelmeden önce, 1849'dan 1864'e kadar Amazon'da ve kolları boyunca yürümüş, ardından And Dağlarında ve Ekvador'da Kew Kraliyet Botanik Bahçeleri ve İngiliz Doğu Hindistan Şirketi için bitki avcılığı yapmıştı.
1859 yılında Clements Markham, ona yazdığı bir mektupta Doğu Hindistan Şirketi adına kırmızı kabuklu cinchona, yani kınakına ağacı tohum ve fidanlarını toplamasını talep etmiş; Spruce da 100.000'in üzerinde tohum toplamayı ve Kew'e kaçırdığı yaklaşık 600 fidanı yetiştirmeyi başarmıştı. Kısa süre sonra, kınakına ağaçları Kew'de ve ardından Hindistan ve Seylan'da büyümeye başlar. Botanik casusluğunun bu dolambaçlı hikayesi daha çok öne çıkar ve Spruce'un nerdeyse tüm hayatı boyunca takıntılı olduğu şeyi gölgede bırakır: Bitki dünyasının en küçük ve sıradan örnekleri, yani yosunlar ya da ciğer otlarının da dahil olduğu briyofitler.
1817'de Yorkshire'da doğan Richard Spruce, erken yaşlardan itibaren doğa tarihiyle ilgilidir. Bir yandan matematik öğretmenliği yaparken Yorkshire çevresinde pek çok yere eğitim gezileri yapar. Hastalıkları nedeniyle çok hareket edememiş olsa da Kerry ve Cork kırsalında botanik açıdan çok önemli olan alanları keşfeder. Yosun ve kızılyaprak üzerine uzmanlaşır; ilk yayını da 1841'de Eskdale bölgesinin yosun ve kızılyaprakları üzerinedir. Bu arada Pirenelere yapılacak 12 aylık keşif gezisi için Hooker'a önerilmişti; gezi masrafları da topladığı bitki örneklerinin satılmasıyla karşılanmaya çalışılacaktı. Onun sağlığına da iyi gelen bu gezinin sonuçları London Journal of Botany'de yayımlanan üç mektupla anlatılır ve bunu iki çalışma daha takip eder: Notes on the Botany of Pyrennesve daha ayrıntılı bir makale olan The Mucci and the Hepaticae of the Pyrennes.
Spruce Güney Amerika'ya gitmek için bir şans elde etmeyi umuyor ve bu yolculuğa Kew'daki tropik bitkileri inceleyerek hazırlanıyordu. Hooker onu Amazon Vadisine ve And Dağlarına yapılacak botanik keşif gezisinin yönetimi için seçince fırsat ayağına gelmiş olur. Görevi kuram geliştirmek değil, bitki örtüsü hakkında derinlemesine bilgi edinmekti. Spruce'un İngiltere'ye gönderdiği örneklerin ilk adresleri British Museum ve Royal Botanical Gardens olacaktı.
Bu gezisinde 200 tür mantarın da olduğu o zamanın bilim dünyası için yeni olan çok sayıda bitki türünü; 250 eğreltiotu türü, tatula ve koka bitkileri de dahi birçok şifalı bitkiyi koleksiyonlarına ekler.
Chimborazo'nun batı kıyısından Hindistan'da kaçırdığı kınakına ağaçları sayesinde, milyonlarca insanın sıtmaya karşı ucuz bir tedaviye kavuşmuştur. Spruce'un koleksiyonları botanikle sınırlı değildir; yolculukları boyunca yerlilerin bitki bilgisine dair notlar tutar, Amazon dillerini öğrenir, yüzlerce çizim yapar ve daha önce keşfedilmemiş üç akarsuyun haritalarını çıkarır.
Amazon koleksiyonlarını anlatırken Spruce, ciğerotlarına olan ilgisinden de bahsediyor, “Bitkilere, duyarlı varlıklar olarak bakmayı seviyorum” diyerek şöyle yazmış:
... yaşayan ve hayatının tadını çıkaran - yaşam boyunca dünyayı güzelleştiren ve öldükten sonra da herbaryumumu süsleyebilen… Hepatikler ne insanın aklını başından alıyor ne de yemek için iyi, bu doğru. Ama insan kendi yararcılığı ve çıkarı için işkence etmezse, Tanrı'nın onları yerleştirdiği yerde sonsuz derecede faydalıdırlar; en azından, sadece kendileri için yararlı ve güzeldirler - her bireysel varoluşun birincil güdüsü de bu kuşkusuz.
Kınakına ağacı (Chincona) kaçakçısı olarak ün kazanmış olmasına rağmen- Spruce faydalı bitkilere şahsen çok az ilgi gösteriyordu; diğer doğa bilimcilerini ünlü yapan orkideler, palmiyeler, cennetkuşu çiçeği ve benzerleri gibi çiçeklerinin güzelliğiyle ünlü tropik türlerle de özellikle ilgilenmiyordu. "Çiçekler, kelebekler ve kuşlar" ile dolu pitoresk Amazon imajını reddeden Spruce'e göre, Amazon'un güzelliği, yağmur ormanlarının ezici görünümü ve tekinsiz varlığı içinde bir soluklanma yaratan alçakgönüllü, Tanrısal yosunlarda ve hepatiklerde yani ciğer otlarında yatıyordu.
İlk notları, botanik kayıt tutmanın mükemmel örnekleri olarak kabul ediliyor. El yazısı kusursuzdu; kesin konumlar, tarihler ve çevresel koşullar topladığı her örneği işaretlemişti. Yosunlar ve ciğer otları hakkındaki açıklamaları, şimdiye kadar kaydedilen en spesifik ve doğru bilgilerden biri olmaya devam ediyor. Amazon ve And Dağları'nın Hepaticaları, Güney Amerika ciğer otları için bugün de kullanışlı ve faydalı bir rehber; herbaryumunda özenle düzenlenmiş en güzel yosun örneklerini barındırıyor.
Richar Spruce, Amazon'daki yol arkadaşları Wallace ya da Bates'in yaptığı gibi Güney Amerika seyahat hikayesini yazmamış. Ancak onun 1893'teki ölümünden çok sonra, Wallace bir dostluk örneği sergileyerek onun notlarını, mektuplarını ve eskiz koleksiyonunu bir araya getirmiş; bir biyografik giriş de ekleyerek, 1908 yılında iki cilt halinde Amazon ve And Dağları Üzerine Bir Botanistin Notlarıkitabını yayımlamış. Çizimler için Wallace, Spruce'un çizimlerinin yanı sıra çeşitli kaynaklardan alınan çağdaş fotoğraflar ve haritalar da kullanmış.
Hem botanikçi hem de onun briyolojiyle ilgilenen meslektaşları, çalışmalarını hak ettiği “popülerliğe” ulaştırma konusunda mücadele eder ama bu Viktoryen kaşif güçlü, dirençli bir doğa fatihi olmaktan uzak bir portre çiziyordu. Yaşamının büyük bir bölümünde çalışamayacak kadar hasta olan Richard Spruce, Amazon'daki en güzel günlerini sessizce yerde oturarak, kendisine evini hatırlatan minik bitkileri inceleyerek geçirmişti.